Kendimi bir trenin penceresinden bakarken bulmak istiyorum bu gece, sabaha karşı hiç bilmediğim bir şehirde uyanırım belki pas kokan bir kompartmanda.. İçinde senin olmadığın bir şehir, bana yeni başlangıçları hatırlatır..
Kafamın içi daha bi' dolu sanki bugün, ama ben boş tarafını görüyorum yine..
Uzun zamandır hiç bu kadar rahat ve huzurlu hissetmemiştim. Artık geceleri yastığa başımı koyduğumda daha az düşünüyorum..
Dun gece kayan bir yildiz gordum, Belki bendim, belki de benligimdi o, Ayni gokyuzunde seni de gordum, Yukselen bir dolunay, daha gencliginin baharinda, Yukseldikce parliyor, parladikca beni de aydinlatiyordu..
Şimdi seni her gördüğümde,İçimde bir acı,Kalbimde darağacı,Asarım sevdamızı,Müebbete dayanmaz yüreğim..
Geçmişe dair hiç bir iz kalmasın istiyor insan,Anılar birer birer silinsin, yok olsun hatıralar,Ama içlerinde sen varsın diye huysuzlanıyor insan,Kaybetmek istemiyor o güzel duyguların bıraktığı tadı..
Cüneyd-i Bağdadi'nin talebelerinden biri şeytanın vesvesesine kapıldı ve kendi kendine:- Artık ben kemale erdim. Sohbete devam etmeme lüzum kalmadı.dedi ve kendi başına bir yere çekildi.
Büyük İslam alimi Hafız İbn Hacer (r.a.), güzel giysiler içinde, haşmetli bir halde, büyük bir cemaatle birlikte pazaryerine uğradı. O pazarda dolaşırken, pejmürde ve eski bir kıyafet içinde, yağlara bulanmış bir vaziyette zeytinyağı satan bir Yahudi kendisine doğru yaklaştı, atının yularından tuttu ve:
Bembeyaz örtüsüne bürünmüş doğayı seyrederken,Elimde sıcak sahlebimi yudumluyorum..
"Güven bir ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez" demiş Shakespeare..Hayatta bizi en fazla yaralayan hep en sevdiklerimiz olmuyor mu?